Seni en çok vurulduğum zamanlar seviyorum
Düşsem kavuşacağım  bütün imkanlar öldüğüm yerde
Halbuki Ortadoğu derdi sevdiğim  kadın,
Kudüs geceleri yalnız fakat muzafferdir
Bak Allah’tan kaçmaya hazırlanıyor büyük insanlar
Borçlarını kanlarıyla ödeyen bu çocuklar da kimdir?

Ağlıyoruz fakat gözyaşlarımız
rahatına düşkün şehirler kuruyor aramıza.
Unutmak için bir hüzün yetiyor teselli oluyoruz
Sonra yüreğimiz yorulmaya razı ve yaşamak için müheyya
Yürümek çok zorlu ve fedakâr bir uğraşla arsızlaşıyor
Çok azımız çıkıyoruz o mukadder yola
Sahiden ne kadar azmışız diyoruz.
Allah’ım, ne kadar da az kalmışız.

Oysa azlık gerçeğin tek tarafıymış sevgilim
Gerçeğin tek bir boyutu varmış yoksulca
Gerçek en azın en garibin yanında gümrahmış
Gerçek asil
Gerçeğin yüzü toprağa düşkün ve küçük
Gerçek ağlamaya direnen bir hüzün kadarmış

Ne mutlu ki her şeyimizi verip o hüzünle fakirleşiyoruz.
Ve şimdi gözyaşlarımızdan başka neyimiz var Allah’a sunacak
Hicranlı lahitlerde küsülmüş birer ferman kaldı kelimelerimiz
Sade gözyaşlarımıza muhtaç ve yalanlara alışık

şahit olduk O’ndan başkasının kifayet etmediğine
Çocukları ucuz keyiflerle güldürüp çirkince öldürdüler
Bitmez tükenmez isteklerin nahrına kanarak yitik,
Bir daha ne şatafatlar ne hüsranlar ne çığlıklar
Kanları boğazlarından kesilerek öldüler sevgilim,
Kollarında ağır ve öfkeli kurtuluşlar..