Çamaşır makinesi harika bir icat. Kuark da öyle. Makine demir ve alüminyumdan üretilmiştir. İçine oldukça mütevazı mikro bir motor koyulmuş. Enerjiyle buluşursa hızla dönmeye başlayacak. Makine çalıştırıldı. Birkaç saat sonra kapkara, kirli çamaşırların hepsi tertemiz olacak. Şimdilerde sessiz ve kendinden kurutma özelliği olanlar da çıktı. Dijital ekranlı, zaman ayarlı süper akıllı makineler. Çamaşır makinesi uzun ve meşakkatli bir bilimsel serüvenden sonra “bir faslı tahattür olarak” hafızalarımızda artık.. Çamaşırlar tasarlandı, dikildi, üretildi, kirletildi.

X, kirli elbiselerin bulunduğu sepeti çamaşır makinesinin önüne koydu. Makinenin fişi elektrik prizine takılı değil. Yapması gereken tek şey sepetteki kirli çamaşırları makinenin içine koymak sonra da fişi elektrik prizine takarak “başla” düğmesine dokunmak.. Bir telefon.. sepeti çamaşır makinesinin önüne bırakıp ani şekilde dışarı çıktı. X, bir hafta boyunca evine uğramadı. Nihayet işlerini bitirdikten sonra döndü. Onca ev işlerinin neresinden başlamalı derken, evvela şu çamaşırları makineye koymalıyım diye düşündü. Kapağı açtı, tekrar bir telefon.. Bu defa yolculuk biraz daha uzun sürdü ve evine iki ay uğramadı. Döndü, makinenin kapağı aynen bıraktığı gibi açık Açık olmalı. Çünkü çamaşır makinelerinin kapaklarını birisi kapatmazsa kendi kendine kapanmaz. Kapanmamalıdır. Eğer kapansaydı buna evvela Newton karşı çıkardı. Çamaşırları içeriye öfkeyle doldurdu ve tam kapağı kapatacakken tekrar bir telefon çağrısı.. Her şeyi bıraktı ve aradan iki yıl geçti.

Çamaşır makinesinin içinde kirli elbiseler, kapağı açık, Makinenin fişi prize takılı değil. Hemen fişi prize taktı. Tam kapağı kapatacakken bir telefon daha çaldı ve X bu defa gittiği yerden 600 yıl sonra evine geri dönebildi. (izafiyetin olduğu bir devirde, küçük bir zaman) Son telefon çağrısından sonra evinden uzak 600 yıl geçirmişti. Döndüğü zaman hemen mutfağa girip çamaşır makinesinin kapağını kapattı ve tam düğmeye basıp nihayet makineyi çalıştıracakken bir telefon daha çalmasın mı? X, dışarı çıktı ve bir daha geri dönmesi tam 1789 yıla mal oldu. Evine girer girmez yüz yıllardır aklının bir köşesindeki şu kirli çamaşırları yıkama problemini artık halledeyim diyerek hızlıca mutfağa girip makinenin düğmesine basacağı an bir de ne görsün, makinenin kapağı kapatılmış, makine çalıştırılmış, çamaşırlar yıkanmış, ütülenmiş, katlanmış ve makinenin önündeki yere mutena şekilde koyulmuş. X, çok şaşırdı.. Evine kendisinden izinsiz kimin girdiğini merak etti. Polisi arayıp durumu bildirdikten sonra evinin adresini bilen tanıdık birkaç kişiyi aradı. Kapıyı ve evi kontrol etti..

Şaşkın, öfkeli ve meraklı bir şekilde makinenin karşısına geçip oturdu. Çamaşırları seyrederken bir yandan da düşünüyordu. Son bıraktığımda makinenin fişi prize takılıydı. Kapağı açıktı. Birisi buraya gelip tam yedi şey yapmış olmalı. Yedi basit şey; makinenin kapağını kapatmış(1), düğmeye basıp çalıştırmış(2), Kırk beş dakika beklemiş.(3) Çamaşırlar yıkandıktan sonra kapağı açmış(4), sekiz tane çamaşırı kurutmuş(5), ütülemiş(6) ve ayrı ayrı katlayıp makinenin önüne dizmiş (7)

İntizamla dizilmiş çamaşırların üstünde zarif el yazısıyla yazılmış küçük bir not; senin için, seni sevdiğim için.. yedi(7) işlemin kompleks ve oluşumunu kısaca değerlendirmek gerekirse en son ki kağıda yazılmış notun daha karmaşık bir şey olduğunu kabul etmek gerekir, diye düşündü. Çünkü en son yazılan notun birkaç saniyelik bir eylem olmasının arkasında çok daha meşakkatli bir serüven yatıyordu. Bir cümle yazabilmek için iki yıl okuma eğitimi almak ve birçok harfi veya rakamı öğrenmek, sentaks bilgisiyle beraber yoğurmak ve saire.. bir insan herhangi bir şeyin kapağını kapatan birini görüp birkaç dakika içinde onu taklit edebilir. Bir şeylere basmak, onları kurutmak veya ütülemek de aslında böyledir. Fakat yazı yazan veya okuyan birini aylarca izleseniz bile mesafe kat etmeniz çok küçük bir ihtimaldir.

Aradan uzun bir zaman geçti. X, çok araştırmasına rağmen evine girip bu yedi basit şeyi yapan gizemli kişiyi bulamamıştır. Bu esrarengiz olayı bütün çevresine anlattı. Yetmemiş gördüğü, konuştuğu herkese söylemiştir. Aptallara, suçlulara, atom mühendislerine, kadınlara, kızlara, ucubelere, böceklere, yaşlılara, gençlere, Cern’deki bilim adamlarına bile.. Bu durum ruhunu öyle esir almış ve onu öyle şüpheci bir hale getirmiştir ki, gizem onu sağlıksız, takatsiz, ruh hastasına çevirmiştir. Anlattığı herkes çok çeşitli ve aptalca şeyler söylemiştir. Bu altı şeyi yapan kişinin kim olduğu sorusuna cevap verenlerin hepsinin söylediği şeyleri düşünüp gülmeye başlamış. Fakat birdenbire bir şey fark ediverdi.  Neden hiç kimse bu olanların kendiliğinden, rastgele, sebepsiz bir şekilde olduğunu  söylemiyordu? Neden bunun kuantum mekaniğiyle, fiziğin derin felsefesiyle bir ilgisi olmasın ki? Evet, evet dedi. belki de bu kendi kendine olmuştur. X, dışarı çıkıp başından geçen bu olayı bağıra bağıra anlatıp bunun kendi kendine olduğunu söylemeye başlamıştır. Fakat bilim adamları ispatla konuşmalıdır. Arkadaşlarıyla sohbet ederken biliyor musun evden uzak kaldığım 1800 yıl kadar bir zaman diliminde evimde kendi kendine çamaşırlarım yıkandı. Nasılsın? Çamaşırlarım kendi kendine yıkandı.. ha – ha- ha- Fizikçi uzlaşma ekibi toplandı ve X’e: Bak sevgili X, elbette çamaşırlarının başına gelen bu gizemli olayın bizim kabul ettiğimiz fizik teorileriyle ilgisi olabilir. Elbette olabilir. Fakat bilirsin bizler felsefe de yapıyoruz. Neden yıllarca üzerinde çalıştığımız, onca deney yaparak kanıtladığımız tamam pratikte görememiş olsak da, sen de biliyorsun ki birçok platformda saydam çizgilerin çoğaldığını, protonların eşzamanlı var olduğunu kanıtladık, gördük. Ama, nasıl diyelim; bunu yani senin şu çamaşır işini kuantum ile açıklamamız çok doğru olmayacaktır. Doğru kuantum mantığın ve evet fiziğin ötesinde bir şey.. yine de bunu bu seferlik kuantum ile açıklamasak diyoruz, çünkü tam olarak neler olduğunu bilsek de neden olduğunu bilmiyoruz. Belki biri eve girip bir şeyler yapmış da olabilir. Bu çok karmaşık değil aksine basit bir denklem. Nihayetinde bu olağanüstü fiziksel sürece kimsenin inanmıyor olması X’i bir deli olarak meşhur etmiştir. X, çamaşırların kendi kendine yıkandığını, kurutulduğunu, makineden çıkartılıp katlandığını söylemeye başladı. Konsensüsün içinde ateistler, katiller, aptallar, bilim insanları da vardı. Hepsi bunun kendi kendine olmayacak bir şey olduğunu bildikleri için X’e deli diyorlardı. Çünkü X deliydi.. O çamaşırlar kendi kendine nasıl yıkansın ki X, hadi yıkandı diyelim nasıl katlansın da öyle nizamlı şekilde dizilsin X..  Not diyorsun, kağıt, kalem ve birkaç söz diyorsun.. Mümkün değil! Makinenin kapağını kapatmak, çamaşırları dizmek.. Basit bir şeyin akıllı bir adam tarafından yapıldığına inanmak neden bu kadar zor geliyor ha, sevgili X ??

Devamı, şubat ayında.